BOŞANMA NEDENLERİNE İLİŞKİN YARGITAY HUKUK GENEL KURULU KARARLARI
YARGITAY HGK – 2020/62 K., 2017/2-1934 E., 23.01.2020 T.
“… Boşanmayı isteyebilmek için tamamen kusursuz ya da az kusurlu olunması gerekmeyip daha fazla kusurlu bulunan tarafın dahi dava hakkı bulunmakla beraber, boşanmaya karar verilebilmesi için davalının az da olsa kusurunun varlığı ve bunun belirlenmesi kaçınılmazdır.”
YARGITAY HGK – 2020/333 K., 2017/2-2651 E., 03.06.2020 T.
“… Davacı-birleşen davalının, davalı-birleşen davacının evliliği yapmayacağını dile getirmesi üzerine davalı-birleşen davacı ile görüşmesi bir barışma girişimi olup bu girişim sonrası taraflar arasında barışma gerçekleşmediği gibi bir arada da yaşamadıkları da anlaşıldığından davacı-birleşen davalının bu eyleminin af olarak nitelendirilmesi somut olayın özelliğine de uygun düşmemektedir.”
YARGITAY HGK – 2020/505 K., 2017/2-2440 E., 01.07.2020 T.
“… Davacı tanıklarının beyanlarında yer alan bir kısım olaylardan sonra evlilik birliğinin devam ettiği, affedilen veya hoşgörü ile karşılanan olayların kusur belirlemesinde dikkate alınamayacağı, bu haliyle davalının boşanmaya sebebiyet verecek derecede kusurlu bir davranışı ispatlanmamış olup evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derece temelinden sarsıldığı sabit olmadığından davanın reddi gerekmektedir.“
YARGITAY HGK – 2020/799 K., 2017/2-2487 E., 21.10.2020 T.
“… Davalının boşanmaya sebebiyet veren olaylarda “hakaret” ve davacı eşe ait 01.08.2014 tarihli raporla sabit tırnak izi nedeniyle “fiziksel şiddet” şeklinde gerçekleşen eylemleriyle kusurlu olup, hal böyle olunca boşanmaya karar verilmesi şartları oluşmuştur.”
YARGITAY HGK – 2020/987 K., 2017/2709 E., 02.12.2020 T.
“… Boşanmaya sebep olan olaylarda erkek eşin süregelen hakaret, fiziksel şiddet ve birlik görevlerini ihmal eden kusurlu davranışlar sergilediği, buna karşılık kadın eşin de sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı ve sonuçta kadın eşin hayati tehlike geçirecek şekilde sırtından bıçaklanması ile fiilen sonlanan evlilik birliğinde; erkek eşin kişilik hakkının, kadın eşin ise yaşama hakkının ihlal edildiği görülmektedir. Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde; tarafların boşanmaya sebep olan olaylarda en azından eşit kusurlu sayılmaları gerekir.”